http://www.harunyahya.org/evrim/yaratilis_atlasi_cilt3/res/piltdown.jpg

1 Şubat 2010 Pazartesi

Darwinistler, Sahte Evrim Delilleri ile Teorilerini Ayakta Tutmaya Çalışmaktadırlar
Darwinizm, moleküler biyolojide, genetikte, paleontolojide, biyomatematikte yaşanan gelişmeler karşısında çaresiz kalmıştır. Çeşitli bilim dalları tarafından ortaya konulan sayısız bulgu, evrimin hiçbir zaman gerçekleşmediğini çok açık ve kesin olarak göstermektedir. İşte bu, Darwinist yenilgidir. Darwinist yenilginin en önemli göstergelerinden biri ise, sahte deliller, hiçbir gerçekliği olmayan hayali senaryolardır.
Evrim teorisinin tarihi, birbirinden çeşitli sayısız sahte delil örneği ile doludur. Darwinistler, bir insan kafatasına yeni ölmüş bir orangutan çenesinin eklenmesi ile oluşturulan ve 40 yıl boyunca bilimsel delil olarak sergilenen Piltdown adamı sahtekarlığını örtbas etmişlerdir. Bir domuza ait azı dişini Nebraska adamı olarak ilan edip, onun ailesiyle birlikte sosyal hayat içinde rekonstrüksiyonlarını çizmekten çekinmemişlerdir. Darwinistler, ağaç gövdelerine açık ve koyu renklerde güveler yapıştırıp, bunu tüm dünyaya bilimsel bir evrim delili olarak göstermeye yeltenmişlerdir. Dinozor fosiline tüy eklemiş, sahte embriyo çizimleriyle insanın gelişim safhalarında evrimin gerçekleştiği iddiasında bulunmuşlardır. Darwinistler, Kambriyen dönemine (543-490 milyon yıl önce) ait olağanüstü komplekslikteki fosil örneklerini, evrim teorisini tamamen geçersiz kıldıkları için, 70 yıl boyunca Smithsonian müzesinin deposunda saklamakta sakınca görmemişlerdir. İşte Darwinizm tarihi, bilim adına yapılmış ve insanları kesin olarak aldatmayı amaçlamış inanılması güç sahtekarlık örnekleri ile doludur. Bu sahtekarlıkları yapanlar; evrimci bilim adamları, profesörler ve paleontologlardır. Bu durum, evrim ideolojisinin bilim adamlarını sahtekarlığa sürükleyecek kadar güçlü bir din olduğunu göstermektedir.
Darwinist yayınlarda ısrarla gündemde tutulmaya çalışılan atın evrimi senaryosu ise, pek çok evrimci bilim adamının itiraf ettiği gibi, ciddi anlamda bir düzmece üzerine kuruludur. Bu senaryo, Hindistan, Güney Amerika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da değişik zamanlarda yaşamış, farklı tür canlılara ait fosillerin evrimcilerin hayal güçleri doğrultusunda küçükten büyüğe doğru dizilmesiyle oluşturulan şemalarla ortaya atılmıştır. Değişik araştırmacıların öne sürdükleri 20'den fazla değişik atın evrimi şeması vardır. Hepsi de birbirinden farklı olan bu soy ağaçları hakkında evrimciler arasında da görüş birliği yoktur. Bu sıralamalardaki tek ortak nokta, 55 milyon yıl önceki Eosen devrinde yaşamış Eohippus (Hyracotherium) adlı köpek benzeri bir canlının atın ilk atası olduğuna inanılmasıdır. Oysa atın milyonlarca yıl önce yok olmuş atası olarak sunulan Eohippus, halen Afrika'da yaşayan ve atla hiçbir ilgisi ve benzerliği olmayan Hyrax isimli hayvanın hemen hemen aynısıdır.1
Atın evrimi iddiasının tutarsızlığı, her geçen gün ortaya çıkan yeni fosil bulgularıyla daha açık olarak anlaşılmaktadır. Eohippus ile aynı katmanda, günümüzde yaşayan at cinslerinin de (Equus nevadensis ve Equus occidentalis) fosillerinin bulunduğu tespit edilmiştir.2 Bu, günümüzdeki at ile onun sözde atasının aynı zamanda yaşadığını göstermektedir ki, atın evrimi denen sürecin hiçbir zaman yaşanmadığının kanıtıdır.
Tüm bu gerçekler, evrimin en sağlam delillerinden birisi gibi sunulan atın evrimi şemalarının, hiçbir geçerliliğe sahip olmayan hayali sıralamalar olduklarını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Darwinistlerin yayınlarında sürekli bu sıralamaları sunarak deliller getirmeye çalışmaları boşunadır. Evrimciler tarafından bile geçersiz olarak kabul edilen bu şemalar, bilimsel anlamda hiçbir geçerliliğe sahip değildir ve söz konusu ideolojiyi ayakta tutabilmek için başvurulmuş bir başka sahtekarlık örneğidir. Diğer türler gibi atlar da, evrimsel bir ataya sahip olmadan var olmuşlardır, onlar da diğer canlılar gibi yüce Allah'ın eserleridir. Darwinist propaganda, şimdiye kadar bilgisiz halkı aldatmış olabilir. Ama hak olan batıl olanı yok etmiş ve evrim sahtekarlıkları ve Yaratılış delilleri artık gözler önüne sunulmuştur. Söz konusu sahtekarlıklar üzerine yapılan yeni spekülasyonlar gerçeği değiştirmeyecek, artık açık şekilde bilgilenmiş olan insanlarımızın kanaatini değiştirmeyecektir.
1 Francis Hitching, The Neck of the Giraffe: Where Darwin Went Wrong, New York: Ticknor and Fields, 1982, s. 30-31
2 Francis Hitching, The Neck of the Giraffe, s. 30-31